Doç. Dr. Ali Özgür Ersoy
Kadın Doğum
Perinatoloji Yan Dal Uzmanı
Pazartesi - Cuma 8:30 - 17:30
Cumartesi 9:00 - 14:00
Pazar Kapalı
Gazimuhtarpaşa Bulv. Yasem İş Merkezi Kat: 3 Daire: 313 Şehitkamil GAZİANTEP
Riskli Gebelikler Konusunda Bilgiler
Bazı gebelikler başından itibaren, bazı gebelikler de sonradan riskli gebelik sınıfına girerler. Bu sayfada bunlardan bazı örneklere yer vermeye çalıştık.
Gebelikte Girişimsel İşlemler
Gebelikte invazif girişimlere örnekler, koryon villus biyopsisi, amniyosentez, kordosentez, amniyoredüksiyon, amniyoinfüzyon, bazı özellikli çoğul gebeliklere uygulanan septostomi, selektif fetal terminasyon, multifetal redüksiyon, lazer ile kordon koagülasyonu, lazer ile plasental anastomoz ablasyonu olarak sayılabilir. Her türlü invazif işlemde, değişen ölçülerde gebelik kaybı, enfeksiyon, kanama, bebeğin suyunun gelmesi riskleri mevcuttur. Annenin (ailenin) ve hekimin bu riskleri alması, endikasyonlar dahilinde, komplikasyonlar öğretilip aydınlatılmış olarak aile onayı ile olmaktadır. Tabii ki, bu işlemlerde invazif girişimleri sık uygulayan tecrübeli ellerde komplikasyon riskleri de daha az görülmektedir.
Koryon Villus Biyopsisi
Koryon villus biyopsisi işlemi, gebeliğin on bir - on dört haftası arasında daha çok olmak üzere, bu dönemden daha sonra da yapılabilen, bebeğin plasenta (eşi) yapısı içindeki dokulardan örnek alınması işlemidir. Amacı, dokudan DNA elde ederek genetik test yapmaktır. Bu işlem, daha önceden bilinen hastalığı olan bir çocuk sahibi ailenin sonraki çocuğunda hastalık olup olmadığı tespiti için yapılabileceği gibi, daha önceden hasta çocuğu bulunmayan, ancak tarama testlerinde kromozom bozukluğu şüphesi oluşmuş ailelerde ileri genetik tetkik amaçlı da yapılabilir. Koryon villus biyopsisi işlemine bağlı riskler, üç yüz - dört yüz işlemde bir gebelik kaybı, enfeksiyon gibi durumlardır. Genetik test sonucu alınması süreleri, yapılacak genetik laboratuvar testine göre değişmektedir. Bu işlemin avantajı, gebeliğin ilk üç ayında anne karnındaki bebeğe genetik test yapılmasına olanak sağlamasıdır.
Amniyosentez
Gebeliğin 16. haftası sonrasında yapılan amniyon sıvısının incelenmek üzere alınması işlemidir. Amniyosentez işlemi, bazı durumlarda bebeğin anne karnında akciğer gelişimi durumunun belirlenmesi veya enfeksiyon teşhisi için yapılabildiği gibi, çoğunlukla genetik test ve kromozom bozukluğu tayini için yapılmaktadır. Yine bu işlemde de, daha önceden bilinen hastalığı olan bir çocuk sahibi ailenin sonraki çocuğunda hastalık olup olmadığı tespiti için yapılabileceği gibi, daha önceden hasta çocuğu bulunmayan, ancak tarama testlerinde kromozom bozukluğu şüphesi oluşmuş ailelerde ileri genetik tetkik amaçlı da yapılabilir. Amniyosentez işlemine bağlı riskler, üç yüz - dört yüz işlemde bir gebelik kaybı, enfeksiyon gibi durumlardır. Genetik test sonucu alınması süreleri, yapılacak genetik laboratuvar testine göre değişmektedir. Amniyosentez işleminin koryon villus biyopsisine göre avantajı, üçüncü ayın sonrasında daha geniş bir zaman diliminde yapılabilir oluşudur. Amniyosentez daha sık yapılan bir fetal girişimdir. Çünkü, daha geniş bir zaman dilimini kapsar ve ultrasonografik muayenede bir anomali görülmesi de daha çok amniyosentezin yapılabildiği döneme rastlar.
Kordosentez
Kordosentez, gebeliğin genelde 20 haftasından sonra yapılan, anne karnındaki bebeğin kordonundan tahlil için kan alınması işlemidir. Bu kanda yapılan tetkikler, bebeğin kansızlık durumunun (kan uyuşmazlığı örneğinde olduğu gibi), kan grubunun, enfeksiyon durumlarının tayini olabildiği gibi, bebeğin kromozom bozuklukları gibi genetik sorunlarının tayini de olabilir. Genelde gebeliğin 24. haftasında genetik test gerektiği zaman, sonucu en hızlı çıkan test olduğu için kordosentez tercih edilir. İşleme bağlı riskler, yüz - iki yüz işlemde bir gebelik kaybı, enfeksiyon gibi durumlardır. Bu işlemin diğer işlemlere göre avantajı, özellikle kansızlık durumunda, enfeksiyon durumlarında olduğu gibi, direkt bebek kanından çalışıldığı için daha güvenilir sonuçlar vermesidir.
Amniyoredüksiyon
Amniyosentez işleminin bebeğin fazla miktardaki amniyon sıvısını azaltmak, böylece hayati sonuçlar doğurabilen bebeğin eşinin doğumdan önce ayrılması ve bebek ölüm riski ve erken doğum riskini azaltmak için yapılan bir cinsidir. Ultrason aleti eşliğinde yapılır. Duruma göre değişmekle birlikte, bazen bir - bir buçuk litre amniyon sıvısı boşaltmak gerekebilmektedir. İşlem riskleri, amniyosentez işlemi risklerine benzemektedir.
Amniyoinfüzyon
Amniyosentez işlemi gibi başlayarak, bebeğin belirgin derecede azalmış amniyon sıvısını arttırmak için, amniyon kesesi içine ılık serum ekleme işlemidir. Tedavi amacıyla yapılabileceğini savunan uzmanlar olsa da, eldeki veriler bunu kanıtlamak için yetersizdir. Bu işlem, ön planda teşhis için kullanılmaktadır. Ultrasonografi aletiyle görüntü alınmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, amniyosentez işlemi ile kromozom bozukluğu tayini şansını vermektedir.
İkiz ve diğer çoğul gebeliklere yapılan girişimsel işlemler
İkiz ve diğer çoğul gebeliklere yapılan işlemlerden en erken dönemde yapılanlar, selektif fetal terminasyon ve multifetal redüksiyon işlemleridir. Selektif fetal terminasyon, anomali gördüğümüz bebeğin kalbinin durdurulmasıdır. Burada amaç, yaşamayacak veya çok ağır sakat kalacak bebeğin kalbinin bir iğne yardımıyla ilaç verilerek durdurulması ve böylece, erken doğum olasılığının azaltılması, diğer bebeğin hayatta kalma şansının arttırılmasıdır. Çift yumurta ikizlerinde böyle yapılırken, tek yumurta ikizlerinde bebeklerden birinin sakatlığı durumunda kalbinin ilaç verilerek durdurulması, diğer bebeğe de zarar verebildiğinden, tek yumurta ikizlerinde göbek kordonunun bir alet yardımıyla sıkıştırılarak elektrik, radyofrekans, lazer gibi yöntemlerle kan geçişinin önlenmesi ve bebeğin kalbinin dolaylı olarak durdurulması şeklinde yapılır. Multifetal redüksiyonda ise, özellikle tüp bebek, aşılama gibi yardımla üreme teknikleriyle oluşan çoğul (üçüz, dördüz, beşiz, altız) gebeliklerin tekiz veya ikiz gebeliğe indirgenmesi şeklinde bir yaklaşım uygulanır. Öncelikle anormal görülen bebeklerin kalbine iğne yardımıyla ilaç verilerek işlem gerçekleştirilir. Yine burada amaç, erken doğumu önleyerek, kalan bebeğin veya bebeklerin yaşama şansını arttırmaktır.
Tek yumurta ikizlerinin özellikli bir alt grubunu oluşturan ikizden ikize transfüzyon sendromu, aynı plasentayı paylaşan ikizlerin damarlarının iç içe olmasından dolayı birinden diğerine kan verilmesi şeklinde olmaktadır. Alıcı bebek kilo alıp şişmekte, amniyon sıvısı ileri derecede artmakta, kan fazlalığından dolayı kalbi yorulmakta, kalp yetmezliği riski yaşamaktadır. Verici bebek de, kan verdiğinden dolayı kansızlıkla baş başa kalmakta, gelişimi yavaşlamakta, bazen durmakta, bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısı ileri derecede azalmaktadır. Her iki bebekte de anlattığımız sebeplerden ölüm riski mevcuttur. Bu durumun önüne geçmek için en iyi kabul edilen tedavi, lazer ile plasental anastomoz ablasyonu denilen, bebeklerin damar bağlantılarının lazer yardımıyla yakılarak ortadan kaldırılmasıdır. Lazer ve uygun aletlerin bulunamadığı durumlarda, septostomi denilen, her iki bebeğin amniyon sıvı keselerinin birleştirilmesi veya amniyoredüksiyon denilen, amniyon sıvısı fazla olan bebeğin sıvısının iğneyle bir miktar boşaltılarak, diğer bebek üzerindeki basıncın biraz azaltılması yaklaşımları uygulanabilir.
Çoğul gebeliklerde uygulanan bu işlemlerin hepsinin bir miktar gebelik kaybı, enfeksiyon ve erken doğum riski mevcuttur. Ancak, işlem yapılmadığındaki riskler de göz ardı edilmemelidir. Bu konularda riskli gebelik takibi konusunda doktorunuzun önerilerine uymanız önerilir.