top of page

Riskli Gebelikler Konusunda Bilgiler

Bazı gebelikler başından itibaren, bazı gebelikler de sonradan riskli gebelik sınıfına girerler. Bu sayfada bunlardan bazı örneklere yer vermeye çalıştık.

Gebelikte Vitamin ve Mineral Desteği

    Gebelikte dengeli beslenen kadınlarda, genelde vitamin ve mineraller yeterli miktarda diyetle alınmaktadır. Bu duruma istisna olan, demir ve iyottur. Yeterli diyetin her zaman ideal olarak alınamadığı da göz önüne alındığında, bu iki minerale vitamin olarak folik asit, diğer besin desteği grubundan da omega 3 yağ asitleri eklenebilir.

   Demir, oksijenin kanda taşınmasından sorumlu olması en ön planda olmak üzere, değişik enzimlerin yapısına girmesi ile de önemli bir mineraldir. Demir ihtiyacı, özellikle gebeliğin 16. haftasından sonra bebeğin ve annenin kan yapımının artmasına bağlı olarak belirgin artış göstermektedir. Bu nedenle, gebeliğin özellikle 16. haftasından itibaren demir desteği, ulusal ve uluslararası sağlık kuruluşları tarafından önerilmektedir. Demir eksikliği durumu olan veya çoğul gebeliği olan annelerde, önerilen günlük demir takviyesi miktarı artış göstermektedir. Demir eksikliği, kişinin çalışma performansını, düşünsel işlevlerini ve günlük sosyal hayatını da etkilemektedir. Bu durum, özellikle demir emilim bozukluğu ve kanama ile kan kaybeden insanlarda daha bir önem kazanmaktadır. Çünkü, bu kişilere ağızdan demir içeren haplar yeterli faydayı göstermeyecektir. Demirin enjekte edildiği tedavi formları bu hastalarda gerekebilmektedir.

    İyot, vücutta elzem olan minerallerin en önemlilerindendir. Tiroid bezinin hormon üretimi ve bu sayede metabolizmamızın dinamik biçimde çalışması, besinlerle veya takviyelerle iyot alımına bağlıdır. Gebelikte iyot ihtiyacı artmaktadır. Bunda, annenin gebeliğindeki metabolizma işlevleri kadar, bebeğin gelişen tiroid bezinin iyot ihtiyacının giderek artması da önemli yer tutar. Fetusun beyin gelişiminde, tiroid bezinin salgıladığı hormonların önemli rolü bulunduğu, bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. İyot eksikliğinin yaygın olduğu bölgelerde tuz veya diğer gıdalarda zenginleştirme işlemi yapılmadığında, tiroid hormonları düşük kalmakta, bu da genel vücut yorgunluğu, durgunluğu, cilt kuruluğu, kalp atışlarında yavaşlama, zihinsel işlevlerde zorluklar şeklinde belirti verebilmekte, doğumdan sonra da, bebekte zeka geriliğine yol açma riski doğurmaktadır.

     Omega 3 yağ asitlerinin gebelikte yaygın olarak kullanımı da günümüzde popülerlik kazanmıştır. Balık yağında yoğun olarak bulunan Omega 3 yağ asitleri, beyin gelişiminde özel bir yere sahiptir. Sinir kılıflarının oluşumunda da yine önemli rolü bulunmaktadır.

     Folik asit, hücre bölünmesi ve doku yenilenmesi sürecinde önemli yeri olan bir vitamindir. Bu süreçlerin, hiç yoktan var olma durumunun insandaki yansıması olan anne karnındaki bebeğin oluşup gelişmesinde oldukça aktif bir şekilde yer alması, folik asitin önemini ortaya koymaktadır. Çoğu organın gelişiminde önemli olmakla birlikte, özellikle nöral tüp defekterinin (spina bifida, bebeğin belinde veya sırtında açıklık olması) önlenmesinde folik asitin önemi büyüktür. Daha önceden bebeğin belinde veya sırtında açıklık hikayesi olan hasta için, folik asitin daha yüksek miktarda gerekli olduğu, önemli bir bilgidir. Bu konuda, doktorunuzun öneri ve yönlendirmesine uymanız önerilir.

bottom of page